26 Şubat 2012 Pazar

{2012 Oscarları} Neverland'den Akademi'ye Selam 4 - The Tree of Life (2011)

-Söyleyeceklerimi demeden önce hemen belirteyim, izlediğim ilk Terrence Malick filmiydi. Oscar gibi bir sebep olmasa muhtemelen izlemeyecektim de. Sadece, eskiden birkaç kere The Thin Red Line'ı izlemeye niyetlendiğimi hatırlıyorum ama denememiştim.
-Bu adayımız da yine baya eskide, 1950'lerde geçiyor. Bu senenin modası buymuş demek ki.
-O kadar soğuktu ki film, görüntüler, dış sesler, sessizlik...Bu gibiydi.
-Habire bir yerlerin arkasından güneş parlıyor. İnsanın gözünü alıyor. Ve hep bir yerlere gökyüzü ya yansıyor ya da direkt göğe bakıyoruz.
-Bol bol su, okyanus, yüzen insanlar, kumaşlar, dalgalar...Bakın gene üşüdüm.
-Jessica Chastain'a gittikçe ısınıyorum. Hem The Help'de hem de burada mükemmeldi.
-Brad Pitt gibi bir insan, bu filmdeki gibi bir baba olunca hatlar karışıyor yalnız. Düşman başına.
-Herşey ama herşey sembollerden, özlü sözlerden, alıntılardan oluşuyor. Bir adamın, doğması, büyümesi, çocukluğu, iyiyi ve kötüyü keşfedişi, inancı kaybedişi, sorgulayışı..."Anne.Baba.İçimde hep savaş halindesiniz."
-Büyük ihtimalle ben birşey anlamadım.
-En iyi film dışında En iyi sinematografi (sanırsam biz buna görüntü yönetmenliği falan diyoruz) ve En iyi yönetmen dallarında adaylığı var filmin. Sinematografi dışında almaz gibime geliyor. Yok, yok almaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

beatha

 Vay. En son tam bir ay önce yazmışım. Yuh bana. Oysa bu bir ay içinde çok defa yazmalıyım dediğim oldu. İçimden böyle yazma isteğiyle taşar...