25 Ekim 2012 Perşembe

Korkunç Ekim Korku Filmleri Serisi 2012 : Plan 9 From Outer Space (1959)

Selamlar, dostum. Hepimiz gelecekle ilgileniyoruz, Çünkü yaşam gelecekte de devam edecek. Ve unutma dostum, Bu ve benzeri olaylar seni gelecekte de etkileyecek. Bilinmeyenle, gizemli olanla ve açıklanamayanla ilgileniyorsun, Bu yüzden buradasın.
Hepimiz biliyoruz ki yaşanacak bir zaman olduğu gibi , Öleceğimiz bir zaman da vardır. Yine de ölüm her zaman, geride kalanları sarsar. Ölümün en sarsıcı yanı, uyarı olmaksızın,aniden gelmesidir.
-Bu da neyin nesi?
-Bu şey dünyaya ait olamaz...
-Ses duymaktan hoşlanmam. Özellikle de hiç ses olmaması gereken yerlerde.
Daha sonra da askeri züppeler duruma el koydu. Sonra bu olanları gizli tutmamız için yemin ettirdiler. Artık dayanamıyorum. Böyle şeyler yıllardır oluyor. Onlar dünyamızdalar, bu bir gerçek. Artık insanların bunu bilmesi gerekiyor. -Yapabileceğin bir şeyler olmalı. Ne yazık ki yok. Sızlanmanın ne anlamı var ki... Dün gece bu dünyaya ait olamayacak uçan bir cisim gördüm. Ama tek kelime edemiyorum. Ordu beni susturuyor! Gördüğüm şeyi kabullenemiyorum bile.
Her insanın yaşamında, gözlerine inanamadığı bir an vardır. Hollywood üzerinde uçan daireler görüldü! 
-Ne manzaraydı ama değil mi efendim. 
-Bir daha görmeyi istemediğim bir manzara...
-Hükümet görevlileriyle bağlantı kurduk. Varlığımızı kabul etmiyorlar
-Şimdi hangi planı uygulayacağız ?
-Plan 9...
-Plan 9'un amacı ölüleri diriltmek. Yeni ölmüş insanların salgı bezlerine uzun mesafeli elektrotlar gönderiyoruz.
Düşünebildikleri sürece sorunumuz var demektir. Biz sadece düşünemeyenlerden faydalanabiliyoruz. Yani ölülerden. Elektrot silahlarımızla dirilttiklerimizden. Dünyalılarla ilgili ilginç bir şey var...Nedense düşünebilenler, düşünemeyenlerden korkuyor: Ölülerden.
Başlangıçta havai fişekleriniz vardı, zararsız patlayıcılar. Sonra el bombaları. Tek seferde pek çok insan öldürüyordunuz. Sonra bombalar, daha büyük bombalar. Daha çok insan ölmeye başladı. Sonra bilimadamları atom bombasını yaptılar. Atomu parçaladılar! Ardından hidrojen bombası, neredeyse atmosferi yok ediyordu. Şimdi de tüm evreni yok edecek patlayıcıyı bulmak üzeresiniz. Geriye son bir patlayıcı kaldı: Solaronit. 
-Böyle bir şey yok.
-Size göre öyle. Oysa biz asırlardır biliyoruz. Bilimadamlarınız diğerleri gibi onu da bulacak. Ancak ilkel beyinleriniz, meydana gelecek felaketi anladığında çok geç olacak.
Kendinizi kurtarmak için başka bir insanı öldürmek delilik mi? Siz bunu yaptınız. Bir ülkenin kendisini korumak için diğerini yok etmesi delilik mi ? Bunu da yaptınız. Öyleyse nasıl oluyor da bir gezegenin varlığını tehdit eden başka bir gezegeni yok etmesi .
Dostum, az önce izlediklerin yeminli ifadelere dayanmaktadır. Bunun yaşanmadığını kanıtlayabilir misin ? Belki de evine giderken, yanından birisi geçecek, ama onun uzaylı olduğunu, asla bilemeyeceksin. Pek çok bilimadamı,diğer uygarlıkların bizi izlediğine inanıyor. Bir zamanlar atsız arabalara gülüyorduk, uçak, telefon, ampul, vitaminler, radyo ve hatta televizyon ! Ve şimdi de uzayda birileri bize gülüyor. Tanrı yardımcımız olsun... Gelecekte de...
Film tüm zamanların en kötü filmi, Edward D.Wood,Jr. da tüm zamanların en kötü yönetmeni olarak görülüyor pek çok yerde. 1956'nın sonlarında çekilmesin rağmen 1959'a kadar gösterime girememiş olmasının sebebi de bu. 90'ların ortasında - büyük oranda Tim Burton'ın yönettiği ve Johnny'nin oynadığı 94 yapımı "Ed Wood" filmi sayesinde - film yeniden keşfedildiğindeyse o kadar kötü olması sayesinde efsaneye dönüştü. İzlerken, en amatör sinema izleyicisinin bile gözüne gözüne sokulan pek çok şey yüzünden kötüydü film. Aynı banyo perdesini her dekorda, her sahnede görüyoruz örneğin. UFO olarak Hollywood semalarında dolanan şeyler maketlerden, tabağa çanağa herşeyi kapsıyor. Zombi olarak dirilenler nedense dirildiklerinde Vampirella, Kont Dracula ve Frankestein oluyor. İlkokul müsameresi tadında diyaloglar yaşanıyor, her karakter "şimdi durum böyle, ben gideyim şöyle, o zaman yapayım öyle" tarzında replikler ediyor. Efekt namına ucuz işçilikten öteye gidemiyor görüntüler. Herkes boş boş bakıyor, donuyor, sahnede olan şeylerin yarısı kadrajda yarısı dışarıda duruyor. Oluyor da oluyor bir sürü saçmalık. Ama bunların hepsi birleşip yine de bir sinema efsanesi ortaya çıkarıyor. Sanki bir çocuk, inatçı ve acayip pembe gözlüklü bir çocuk arkadaşlarını çağırmış, sokaktaki çer çöpten oyuncaklar yaratıp, kendi aralarında bir oyun oynatıyor.
Korkunç Ekim Korku Filmleri Serimizin ilk filmi, beklediğim üzere beni korkutmadı böylece. Herhalde suç camdan gözüme gözüme vuran güneş ışığı olamazdı diyorum ben.
(Burada pek de eğlenceli bir incelemesi var filmin.)


Korkunç Ekim Korku Filmleri Serisi 2012 : Dracula (1992)
Korkunç Ekim Serileri'nde önceki yıl:
House of Frankenstein (1944)
Psycho (1960)
Nightwatch (1997)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...