3 Temmuz 2012 Salı

sherlock holmes : akıl oyunlarının gölgesinde

Bu dünyada yaşıyorsanız bir şekilde Sherlock Holmes'ü duydunuz, mecburen, popüler kültürün dedektiflik alanında bize sunduğu neredeyse tek ve kesin karakterdir çünkü Holmes.
Gene de, mesela benim yaptığım gibi 25 yaşına kadar hiç bir elinize alıp da neymiş ne değilmiş bu bir okuyayım dememiş olabilirsiniz. Ben de hakikaten bunca yıl ne yapmışsam, tüm klasik sayılabilecek şeyleri, popüler her bir şeyi daha yeni adamakıllı inceliyorum. Herhalde ansiklopedilerle, antik mısır temalı romanlarla pek bir vakit geçirmişim, kafamı kaldırıp da bunlara bakmamışım.
Sherlock Holmes'a dair okuduğum ilk şey, yaklaşık ortaokul yıllarıma denk gelen, Oxford'un şu stage'ler şeklinde dizilmiş ingilizce kitaplar serisinden "The Hound of Baskervilles"ti. Tabi o zamanlar bir elimde kafam kadar sözlükle ne anladım, orası tartışmalı. Mesela bakıyorum da şimdi önümde duran kitaba, "hound"un altını çizip "av köpeği" yazmışım, tıpkı "mist"e de ok çıkarıp "sis" demem gibi. Sayfalar kurşun kalemle yazılmış Türkçe anlamlarla dolu, evlere şenlik resmen. Bu halde, kitabın içindeki hiçbir kelimeyi bilmezken nasıl okuduysam artık.
2009'da şimdiki serinin ilk filmi çıktığında da elime düzgün bir kitabını geçirmeyi gene de başaramamışım demek ki, geçen sene ikinci film geldi, bu arada ortalığı kasıp kavuran BBC uyarlaması dizi ekranları işgal etti ama ben gene de kendimi kasmadım. Ama işte, geçen ayın başında kütüphanenin yeni gelenler kısmında görünce, hem de doğru düzgün bir derleme olarak bulunca, vaktidir dedim aldım elime. Bir hafta bile sürmedi neredeyse okumam. Tahmin edebileceğiniz gibi bir solukta okunuyor Holmes'ün "case"leri.
Benim gibi bilmeyenler için yapısını anlatayım. Sherlock Holmes hikayeleri, kitapları, 1800'lerin sonunda Afganistan'dan dönen Dr.John Watson'ın Sherlock Holmes'ün yanında ev arkadaşı olmasıyla başlar. Herşeyi de bize zaten Watson anlatır, Holmes'ün çözdüğü-çözemediği olayları gazeteye-dergiye seri halinde yazar. Holmes'ün yöntemleri hakkında ne düşünüyorsa anlatır, önceleri takdir etmese de sonradan anladıkça ve gözlemledikçe ona hayran olmaya başlar. Holmes da aynı şekilde Watson'ı dünya üzerinde en güvendiği insan olarak görür, her olayında mutlaka yanında ister onu, çıkarımlarını, gözlemlerini sorar, kendininkileri onunla paylaşır.
en son dönem sinema holmes ve watson'ımız
Gayet beğendim diyorum ben bu anlamda Sherlock Holmes hikayelerini ama tam da tatmin olmadım demem gerek. Belki ben çok hızlı okudum, aç bir hevesle tükettim diye belki de ama bana her bir olayın çözümlenmesi çok basit ve üstünkörü geldi nedense. Herşeyin başlangıcı şahane, ne olduğunu merak içinde beklediğimiz karakterler gelip yardım istiyor, heyecanlanıyoruz tamam. Sonra Holmes çıkarımlara, tümdengelimlere girişiyor o da tamam. Olayı çözmek için harekete geçiyorlar, heyecanımız tavan yapıyor, düşüncelerimiz vızır vızır işliyor peki. Ama sonra zırt diye aslında böyleymiş oluyor, tüm heyecanımız sönüyor. Yani benim öyle oldu en azından. Hani vauvvv öyle miymiş olmadım, bu  kadar mıydı dedim kaldım. Bunca yüzyıllık bir efsaneye, klasiğe, bu kadar önemli bir yazına kötü demeye çalışmıyorum, hayır ne haddime de. Ben sanki biraz yüksek beklentilerle okumuşum, o kadar yüksekten bakınca da bir türlü içime sinmedi gibi birşey oldu işte.
bunlar da tv holmes ve watson'ımız
Neyse en azından Martı Yayınları böyle güzel bir toparlama olayına girişmiş, o iyi. Bu benim okuduğum serinin ilk kitabı. Ardından bir de Sherlock Holmes : Suç Detayda Saklıdır çıkarmışlar ama kütüphanedeki iki kopyası da okuyucudaydı ve resmen eylüle kadar rezervasyonluydu (evet yuh, bence de yuh), o yüzden henüz elime geçiremedim. Ayrıca gördüğüm kadarıyla bir de üçüncüsünü Sherlock Holmes : Şüphe Asla Uyumaz'ı basmışlar. Bir de Ankara'da yaşıyorsanız veya yolunuz düşerse, Dost Kitabevi kocaman bir Sherlock Holmes kitaplığı yapmış hemen girişe yakın bir yerine. 5-6 raf toptan her türlü Sherlock Holmes kitabıyla kaplı. İstediğiniz her bir hikayesini bulabilirsiniz.
"Benim işim, karanlıkta kalmış bu insanların yol açtığı kötülükleri sona erdirmek. Suçluları ayrı ayrı çözümleyip, her kılığa bürünebilme yeteneğimle doğru izlerin peşinden gittiğime inanıyorum. Uyguladığım yöntemler ise, en az izini sürdüğüm suçlular kadar farklı. Ve şunu bilmenizi isterim ki, kesinlikle hepsi işe yarıyor." diyor Holmes, ben de katılıyorum ona ve en kısa zamanda maceralarına kaldığım yerden katılacağımı haber ediyorum.

2 yorum:

  1. Bu kitap serisini ben de 25 yaşıma kadar hiç okumamıştım ama hep duymuştum bir yerlerden. Ben de okumayı yeni bitirdim. Gerçekten de karmaşık ve değişik bir olayı çözmeye başladıklarında her şey heyecanlı gelişiyor ama sonuca çabuk bağlanıyor. Ancak, en sevdiğim nokta ise okuyucuyu merak içinde bırakmadan bunu yapması belki de öykülerin en iyi yanı. İyi ya da kötü; bir şekilde olayın tam çözümüne kavuşuyoruz öykü sonunda.

    Okumak isterseniz benim bu kitap hakkındaki incelemem:
    http://tepedekiruzgar.blogspot.com.tr/2015/07/sherlock-holmes-akl-oyunlarnn-golgesinde.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler yorum için, ben bu yazıyı taa 2012'de yazmışım hala okunduğunu ve bir şekilde yararlı olabildiğini görmek güzel. okudum sizin kitapla ilgili yazınızı da, blogu takibe alıyorum.

      Sil

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...