24 Ağustos 2011 Çarşamba

Jane Austen Uyarlamaları Dosyası 6 : Northanger Abbey

Northanger Abbey, Jane'in Persuasion'la birlikte 1817 sonunda yayınlanan son romanı. İlk satın alan yayıncı tarafından basılmaya uygun görülmeyip, Jane'in erkek kardeşine gerisingeriye satılan roman, daha sonra Persuasion'la birlikte basılmış ve yayınlanmış.
Jane'in artık romantizm veya en derin aşk ilişkileri peşinde olmadığı, açık açık eleştirinin ve toplum analizinin dibine vurduğu kitabıdır. Kendi dilinde, kendi tarzında edebiyat eleştirisi yapar bir anlamda döneminin romanlarına gömülmüş saf genç kız Catherine Morland'ın hikayesiyle. Aşk romanlarını, korku-gerilim romanlarını, bunları okuyanları, okumayanları ve gençlerin hayal dünyalarını eleştirir. Kendiyle bile dalga geçer çoğu yerde. Diğer tüm kitaplarında onu yakın bulursunuz kendinize evet, zaten o yüzden okursunuz çoğunlukla ama Northanger Abbey'de artık tamamen aradaki kurguyu bırakıp, sizinle konuşur Jane. Doğrudan ya da kendi kendiyle konuşur gibi size seslenir.
İlk başlarda oldukça severek okuduğum bir roman Northanger Abbey. Hem eğlenceli hem de akıllıcadır. Ama içindeki aşk hikayesini daha geçenlerde filmi ikinci kez izleyene kadar bile algılayamamıştım.Bir türlü o dalgacı, şakacı, pek umursamaz Henry Tilney'nin nasıl olup da sonunda bizim saf mı saf masum mu masum Catherine'imize aşık olduğunu çözememiştim. Arkadaşım benim sadece eşitler arasındaki aşklara inandırıcı gözüyle baktığımı, sadece onların olabilirliğine ihtimal verdiğimi söyledi. Hakikaten mantıklıydı bu çözüm. Catherine'le devamlı dalga geçermiş gibi görünen, ondan yaşça büyük ve belli ki daha da akıl ve kültür sahibi Tilney'nin aslında onun bu masumluğuna, temiz düşüncelerine, hayal dünyasında gezinen gerçekliğine aşık olmuş olabileceğini düşünmemişim.
Neyse işte bu barındırdığı pek de göze batmayan aşk hikayesinden mi yoksa çok fazla trajedi yaşanmamasından mı bilemem, bugüne kadar sadece iki kez uyarlanmış Northanger Abbey. İlki BBC'nin 1987 çevrimi tv filmi, ikincisi de ITV'nin 2007 tarihli tv filmi.
Catherine Morland'larımız
İlk Catherine'imiz Katharine Schlesinger esasında bir miktar gereken masumiyeti gösterse de dönemin genç bekarlarını bile etkileyemeyecek derecede çirkin görünüyor. Bu arada en baştan söyleyeyim de, bu 87 versiyonu tam bir parodi. Abartmıyorum, bildiğiniz 80lerin modasını yansıtır şekilde aşırı makyajlı, aşırı detaylı elbiseli, Austen atmosferinden zerre nasibini almamış bir garip film. O yüzden karşılaştırmasını yaptığımız her karakter için neredeyse aynı şeyleri söyleyeceğim, hatta söylemeyeceğim bile. Sadece göstereceğim, siz anlayacaksınız. O yüzden direkt 2007 Catherine Morland'ına geçiyorum ki kendisi Felicity Jones'un fiziğinde vücut bularak harikalar ortaya koyuyor. Okurken nasıl aklınızda canlanmışsa aynen ekranda görebiliyorsunuz Catherine'i.
Henry Tilney'lerimiz
Henry Tilney'lerin ilk Peter Firth, gerçekten çirkin, şişman ve yaşlı. Bunun yanında J.J.Field tam anlamıyla kafamızda canlandırdığımız Tilney olmasa da güzel bir portre sunuyor. Hatta dedim ya, aşk hikayesini anlamamı büyük oranda onun oyunculuğu sağladı. Bu açıdan yakışıklı, zarif, dalgacı ve olgun görünüyor. Tam bir Tilney.
General Tilney'lerimiz
General Tilney olarak ilki Robert Hardy ki kendisi Cornelius Fudge'ımızdır, ikincisi ve daha ürküncü Liam Cunningham.
Bay ve Bayan Allen rolünde 87'de Googie Withers ve Geoffrey Chatters çok saçmalar. 2007'de Slyvestra Le Touzel ve Desmond Barrit çok daha anlamlı oynamışlar.
Isabella Thorpe'larımız
İlk Isabella Thorpe Cassie Stuart tam bir felaket. Öyle bir karakterin tüm o erkeklerin ilgisini çeken kız olduğuna inanmak mümkün değil. Carey Mulligan'sa 2007'de cuk diye oturmuş role. Kostümlerin de etkisi büyük.
John Thorpe'larımız
Her iki uyarlamada da saçmaladıkları kısım John Thorpe rolündeki aktörün seçimi. Jonathan Coy da William Beck de gerçek hayatlarında normal insanlar olabilirler bilemem ama burda resmen ucube imajı çizme yarışındalar. Ürkütücüler, saçmalar ve rahatsız ediciler. Kitapta anlatılan karakter her ne kadar biz bilinçli insanları sinir etse de, Catherine gibi saf bir genç kızı etkileyebilen bir yapıda olmalı. Tamamen yanlış anlamışlar.
Başta da dediğim gibi, prodüksiyon açısından ve her açıdan 1987 versiyonu tam bir rezalet. Oyuncusundan, kostümüne, makyajına, diyaloglarına ve hayal sahnelerine kadar. Northanger manastırı bile yanlış seçilmiş mekan olarak. Bunun yanında 2007 yapımı oldukça başarılı. Her açıdan tatmin edici. Ama gene de o 1987 Northanger Abbey'sini de bir açın bakın derim ben. O kadar parodi gibi bir Austen uyarlaması nasıl başarılır görmek için.

(Önceki dosyalar Sense&Sensibility, Pride&Prejudice, Mansfield ParkEmma ve Persuasion)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...